Gazi Meclis Dönemi: İstanbul’un işgali üzerine Ankara’da toplanan ve 28.06.1923’e kadar da görevini başarıyla yürüten TBMM, özverili vekilleriyle, hükümetiyle ve başkomutanıyla İstiklâl Savaşı’nı kazanmış ve hakimiyeti özüne, millete teslim etmiştir.
Cumhuriyetin İlânı ve Tek Parti Dönemi: 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilân edilerek, devletin yönetim şekli belirlenmiştir. Akabinde, 03.03.1924’te Hilafetin ilgası, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun çıkarılması, Genel Kurmay Başkanlığı’nın ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurulması bunu izlemiştir.
20 Nisan 1924’te, 24 Anayasası’nın kabul edilmesiyle yürürlükte olan 1876 ve 1921 anayasaları da mülga edilmiştir. Ayrıca yeni anayasada Türk kimliği de tanımlamıştır.
1925’te tekke ve zaviyeler kapatılmış, 1926’da Batılı ölçü ve zaman dilimine geçilmiş, 1928’de Harf İnkılabı yapılmış, 1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmış ve Soyadı Kanunu çıkarılmıştır. 1937’de laiklik ile birlikte altı ilke anayasal bir nitelik kazanmıştır.
09.09.1923’te Müdafaa-i Hukuk Grubu, Halk Fırkası’na dönüştürülmüştür. Daha sonra CHF’den ayrılan bir grup 17.11.1924’te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurmuşsa da fırka, Şeyh Sait İsyanı sonucu kapatılmıştır. 1930’da kurulan Serbest Fırka da kısa bir süre sonra kendisini feshetmiştir. Böylece 1945’e kadar tek parti dönemi başlamıştır.
Çok Partili Dönem ve 61 Anayasası: 1945’te kurulan Milli Kalkınma Partisi ile birlikte çok partili döneme geçilmiştir. Sonra liberal ilkeleri benimseyen bir grup CHP’den ihraç edilince, 07.01.1946’da Celal Bayar liderliğinde Demokrat Parti kurulmuştur. 1948’de de Fevzi Çakmak liderliğinde Türk-İslâm sentezini savunan Millet Partisi’ni kurulmuştur.
21 Temmuz 1946’da yapılan genel seçimleri tek dereceli, açık oy ve gizli tasnif usulüne göre yapılmıştır. Şaibeli olarak nitelenen seçimi CHP kazanmıştır.
1947’de CHP Kongresi’nde Milli Şef ve Değişmez Başkan unvanları kaldırılmıştır.
14 Mayıs 1950’de seçimler tek dereceli, gizli oy ve açık tasnif usulüne göre yapılmıştır. İlk demokratik seçim olarak kabul edilen bu seçimle halkın tebaadan yurttaşlığa geçtiği belirtilmektedir. Liste usulü çoğunluk sisteminin uygulandığı seçimde DP, oyların % 55’ini, milletvekillerinin de % 85’ini alarak, ezici çoğunlukla hükümeti kurmuştur.
27 Mayıs 1960’da ülke yönetiminin bozulduğu gerekçesiyle TSK içindeki bir grup tarafından darbe yapılarak, yönetime el konulmuştur. Darbe sonrasında 09 Temmuz 1961’de, 61 Anayasası kabul edilmiştir. 61 Anayasası çoğulcu demokrasiyle birlikte demokratik, sosyal ve laik bir hukuk devleti tanımını yapmış, idarenin tüm işlem ve eylemlerini Danıştay denetime tabi tutmuştur. Anayasa Mahkemesi kurulmuş, çift meclisli yapıya geçilmiş ve nispi seçim sistemi benimsenmiştir.
1966’da Ecevit’in genel sekreterliğe seçilmesiyle CHP’de “ortanın solu” kavramı kullanılmaya başlanmıştır. DP’nin yerini de Demirel liderliğindeki Adalet Partisi almıştır. MP, Cumhuriyetçi Millet Partisi’ne ve nihayet Milliyetçi Hareket Partisi’ne dönüşmüştür. 1969’da da Erbakan tarafından dini esasları benimseyen Milli Nizam Partisi kurulmuştur.
12.03.1971’deki muhtırayla hükümet istifa etmiş; 71 ve 73 değişiklikleriyle de temel hak ve özgürlüklerde kısıtlamalara gidilmiştir.
Liberal Demokrasi ve 82 Anayasası: 1980’deki 24 Ocak Kararları ile ihraç ikamesine dayalı liberal bir ekonomik sisteme geçilmiştir. Öte yandan ülkedeki ideolojik kaynaklı kaos üzerine TSK emir-komuta zinciri içinde 12.09.1980’de darbe yaparak, yönetime el koymuştur. Darbe sonrasında 07.11.1982’de, 82 Anayasası kabul edilmiştir. 82 Anayasası çoğulcu demokrasiyle birlikte demokratik, sosyal ve laik bir hukuk devleti tanımını benimsenmiş, ancak temel hak ve özgürlükleri kısıtlarken, yürütmeyi ise güçlendirmiştir.
06.09.1987’de yapılan halkoylamasıyla 12 Eylül’de konulan siyasi yasaklar kaldırılmıştır. Ayrıca 1995, 1999, 2001, 2002, 2004, 2007 ve 2010 yıllarında yapılan anayasa değişiklikleriyle Türk Anayasası çağdaş ve demokratik bir görünüm kazanmıştır.